Sürekli alışveriş yapan, alışveriş bağımlılığı olan kişiler, eşlerinde psikolojik sorunlara yol açıyor. Eğer bir ilişkide iki taraf da takıntılı ve aşırı alışveriş yapıyorsa, sorun inkâr edilerek danışıklı dövüşe dönüyor. Her ikisi de sadece anı yaşayarak çatışmalardan kaçınıyor ve mutluluk oyunu oynuyor.
Uzmanlar alışveriş bağımlılığının tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlık olduğunu ifade ediyor.
Alışveriş yapmayı takıntı haline getiren, mutluluğu sürekli bir şeyler satın alarak bulacağını sanan alışveriş bağımlısı kişilerin, eşlerinde de psikolojik sorunlar yaşatabildiğini kaydeden Yrd. Doç. Dr. Barış Önen Ünsalver, bu kişilerin alışveriş bağımlısı eşlerini mutlu edebilmek amacıyla sorunu görmezden gelebildiklerini söyledi. Ünsalver şöyle dedi:
Bağımlılık görmezden geliniyor!
“Eşi alışveriş bağımlısı olan eş, eşini mutlu edebilmek adına alışveriş sorununu görmezden gelebilir. Ya da bağımlı olan eş, alışveriş sorunu yaşayan eşinin duygularını ve mali davranışlarını kontrol ederek düşük olan özgüvenini arttırabilir. Aslında alışveriş bağımlılığının diğer eş tarafından desteklenmesi evlilik ilişkisini güçlendirir gibi gözükse de, bu durum sorunun daha da derinleşmesine neden olur. Öyle ki bazı ileri vakalarda, alışveriş bağımlısı eşinin harcamalarını karşılamakta güçlük yaşayan kişi, bu durumdan kendisini sorumlu hissederek başkalarından borç almaya ya da kaynak oluşturabilmek için ek işler yapmaya yönelebilir. Öte yandan bağımlı olan eş, eşinin alışveriş sorununu açık bir şekilde konuşmaktan kaçınır çünkü kendisine kızmasından ya da terk etmesinden korkar. Alışveriş sorunu olan kişi ne kadar harcama yaparsa yapsın bir türlü mutlu olamayacak; bu durumda eşi de yetersizlik hissedecek, kendine güveni daha da azalacak, zamanla öfke ve pasif agresif davranışlar sergileyecektir.”
Alışveriş bağımlısı eşler mutluluk oyunu oynuyor!
Bazen, eşlerin her ikisinde birden alışveriş takıntısı bulunabildiğini bu durumun, sorunu ikiye katladığını kaydeden Ünsalver, iki eşin de sorundan kaçarak mutluluk oyunu oynayabileceklerini belirtti. Ünsalver şöyle dedi;
“Eğer bir ilişkide iki taraf da takıntılı ve aşırı alışveriş yapıyorsa, sorun inkâr edilerek danışıklı dövüşe döner. Her ikisi de sadece anı yaşayarak çatışmalardan kaçınır ve mutluluk oyunu oynarlar. “Parayı mezara mı götüreceğiz?” düşüncesi birikim yapmanın ya da iktisatlı davranmanın önünü tıkar. Alışveriş sorununu konuşmamak ya da görmezden gelmek için sessiz bir anlaşma imzalanmış gibidir. Bazen eşlerden birinin alışveriş yapması diğerini de tetikleyebilir. Koca, eve yeni model cep telefonuyla geldiğinde karısı ertesi gün alışveriş merkezine gidip o sabah gördüğü fakat pahalı olduğunu düşündüğü için almaktan vazgeçtiği ayakkabıları satın alabilir. Bazen de eşin alışveriş yaptığını görmek, diğer eşin yaptığı alışverişten duyduğu suçluluğu onarabilir. İki tarafın da sorunlu olması tablonun gizli kalmasına ve çözümün gecikmesine neden olur.
Alışveriş bağımlılığı tedavi edilmeli
Alışveriş yapmayı bazı kişilerin eşi ile yaşadığı sorunlardan uzaklaşmanın bir yolu olarak gördüğünü belirten Ünsalver, eşle yaşanan sorunları çözmek için uzmandan destek almaları gerektiğinin altını çizdi. Eşin desteğinin tedavide iyileşme sürecini hızlandırdığını söyleyen Ünsalver, şöyle dedi:
“Alışveriş sorunu olmayan eş, alışveriş sorunu konusunda olabildiğince şefkatli fakat aynı zamanda alışveriş davranışından kendini ayırmış olmalıdır. Eşinin bir sorun yaşadığını, bunun bir hastalık olduğunu görüp onu yargılamamalı, nasihatte bulunmamalı ama eşe destek vermek için alışveriş davranışına da eşlik etmemelidir. Eğer ağır düzeyde bir alışveriş sorunu varsa, eş aileyi koruyabilmek adına gerekirse kendi hesaplarını ayırmalıdır.
Sürekli borçları kapamak ya da alışverişleri görmezden gelmek sorunun yok olduğu anlamına gelmez. Çiftler, eş kurtarıcı rolünü üstlenmekten uzak durarak çökkünlük ve yıpranmaktan kendilerini koruyabilirler.”
Yorum ve basın bülteni için yazınız. Teşekkürler.