Yıl 1970. Saç yıkamak için sadece sabun kullanılan yıllar... Zeynep Bakır Bu dönemde Sevil Parfümeri’nin “Stop Parfümeri” adıyla çıkardığı ilk ürünü olan ruj, raflardaki yerini aldı. Bugün ise 30 farklı mağazada 300’ün üzerinde satış elemanıyla sadece kadınlara değil, metroseksüel erkeklere de hizmet veriyor. Başarının arkasındaki kişi ise bir kadın: Lusi Sevilla... Türkiye’yi sarsan 2001 krizinden etkilenmeyen nadir markalardan biri olma unvanını taşıyor Sevil Parfümeri... Bugünün kriz konuşmaları ise henüz kendilerini etkilememiş, çünkü Lusi Sevilla “Kadınların savaşa bile makyajlı gideceğini” söylerken, kozmetik ürünleri, parfümler ve cilt bakım kremleri hakkında bakın nasıl bilgiler veriyor... Müşteriyi en az 30 dakika içeride tutmak şart Mağazaya giren müşterileri en az 30 dakika içeride tutmamız gerekiyor. Nedeni çok basit. Tüm yenilikleri ancak o kadar vakitte anlatabiliriz. Eğer bunu yapamıyorsak başarısız sayıyorum kendimi. Yenilikleri öğrenmeye her kadının hakkı var. Ama çoğunlukla gelen müşterilerimiz buradan gitmek istemiyor. Çaylar, kahveler, koyu sohbet ve dedikodularla zaman hızla geçiyor. En çok göz kremi ve nemlendirici satıyoruz Bu mesleğe ilk başladığım yıllarda 4 ayda bitmesi gereken yüz kremini, sabah akşam bir kaşık yiyerek bitiren müşterimle karşılaşmıştım. Söylemeye çalıştığım artık çok bilinçli müşterilerimiz var. Kadınlar ne kullanmak istediğini biliyor. Bu bizim daha iyi iş yapmamızı sağlıyor. Mağazalarımızda kadınlar iyi vakit geçirebiliyor. Burası sadece ruj satan bir dükkan değil, kadın ve erkeğin güzelleştiği bir merkez. Müşteriler buraya şımarmak için gelir. Erkekler artık inanılmaz bir şekilde süsüne düşkün Mağazalarımızda cilt bakımı ve makyaj da yapıyoruz, ama bu hizmetimiz sadece kadınlara özel değil. Erkekler de artık inanamayacağınız derecede süsüne düşkün. Örneğin düzenli gelen bir grup erkek müşterimiz var ki, onlar kadınlardan daha çılgınca alışveriş yapıyor. Kendilerini bakım konusunda kadınlardan daha geride hissetmek istemiyorlar. Mağazada standa oturup cilt bakımı yaptırıyor olmak gururlarına zarar vermiyor. En önemli problemlerden biri göz altı morlukları Erkek müşterilerimizin büyük çoğunluğu cilt bakımı yaptırıyor. Cilt tiplerine uygun olan kremleri satın alıyorlar, ama burada bırakıyorlar. Her hafta gelip kendi ürünleriyle bakım yaptırıyorlar. Erkekler en çok bronzlaştırıcı kremlere para harcıyor. Onlar için cilt rengi çok önemli. İkinci sırada şeffaf maskara geliyor. Kirpiklerini daha dolgun ve parlak gösterdiklerinde daha etkileyici olabiliyorlar. Üçüncü sırada tırnak içi beyazlaştırıcısı ve dudak parlatıcıları geliyor. Her gelen erkek müşterimiz mutlaka göz altı morluğu için ne yapılması gerektiğini soruyor. Göz altı kremleri alıyor. Tıraş peeling görevi gördüğü için erkeklerin cildi her zaman formda Kadınlar eğer cilt bakımlarını atlamadan yaparsa, iyi bir cilde sahip olacaklarını biliyorlar. Çünkü erkeklerin cildinin kadınlarınkine nazaran daha formda olması her gün tıraş olmalarından kaynaklanıyor. Tıraş bir nevi peeling görevi gördüğünden bu sağlanabiliyor, nemlendiricisini ve diğer ürünlerini de ihmal etmezse etrafta kadınlardan çok daha bakımlı erkekler görebilirsiniz. Türk kadınları gözleriyle konuşmayı sever Türk kadınları maskaranın en dolgun ve ışıltı vereni, farların en buğulu renklerini ve göz kalemlerinin en keskin olanını tercih ediyor. Çünkü Türk kadını gözleriyle konuşmayı çok sever. Kozmetik ürünlerde en çok tercih edilen markaların başında Christian Dior geliyor. Sadece bir ruj almak hiçbir zaman yetmez Kadınlar morali kötüyse de, iyiyse de alışverişe çıkar. Buraya geldiklerinde ise bir rujla yetinmeyi sevmiyorlar. Bir allık, bir far, yeni çıkan denemediği bir ürün, bitmek üzere olan kremlerini alıp çıkıyorlar. Bu onlar için büyük bir keyif. Unutmuyorum, yıllar önce mağazaya bir kadın müşteri geldi ve baktı baktı “Tüm kozmetik ürünlerinden almak istiyorum” dedi. Ve mağazadaki kozmetik ürünlerin hepsinden aldı. Tüm çalışan arkadaşlarım ve ben şok içinde kaldık. Sevil Şaşkınbakkal’ın 20’nci yılına görkemli kutlama Kozmetik sektöründe 35 yılı aşkın zamandır dünyanın en prestijli markalarını müşterilerine ulaştıran Sevil’in, zincir mağaza konseptine yerleşmesinin en önemli adımlarından biri olan Sevil Şaşkınbakkal Mağazası’nın, 20’nci yılı kutlandı. 20’nci yıl kutlamalarının ilk etabında yapılan alışverişler oranında kazı kazan kartları dağıtan ve tüketicilerine birçok hediye veren Sevil, sürprizlerinin en görkemlisini 1 Kasım’da gerçekleştirdi. Yapılan kutlama, yoğun ilgi çekerken, özellikle Carnavalle de Turco’nun perküsyon performansı beğeni topladı. Türkiye’de yeni yeni kullanılan Moving Board’larla Bağdat Caddesi Sevil’deki zengin marka çeşitliliğine büründü. Katılımın yoğun olduğu perküsyon grubu Carnavalle de Turco’nun Bağdat Caddesi’ndeki yürüyüşü ise, Güney Amerika karnavallarını anımsatır güzellikteydi. Parfümünüzün kokusunu hissediyorsanız size göre değildir Lusi Sevilla, Türk parfüm tüketicisinin kokusuna çok sağdık olduğunu ve değiştirmekten yana olmadığını söylüyor. İlk kullanmaya başladığı parfümle çok uzun yıllar devam ettiğini ve kokuyla kendini özdeştirdiğini anlatıyor. Ancak Sevilla’ya göre bu tutum artık değişmeli, nedenini ise şöyle anlatıyor: “Eskiden kullandığım parfümleri sürekli değil, bazı zamanlarda tercih ediyorum. Çünkü kokular aynı zamanda anıları depolar. Yaşanmışlıkları hatırlatırlar. Bir kokuyu duyduğunuzda liseli yıllarınıza geri dönebilirsiniz. Yeni kokulara yer vermemek haksızlık gibi geliyor, çünkü bunların tümü bizler için yapılıyor, reddetmek çok anlamsız. Parfüm seçerken de bazı noktalara değinmek gerekli. Doğru parfümü seçmek her zaman çok kolay olmuyor, o yüzden uzmanlardan yardım almak gerekli ama ben sizin için bazı ipuçları verebilirim. Parfüm alırken cilt tipinizi bilmeniz gerekiyor. Eğer cildiniz kuru ise baharatlı parfümler çok daha kalıcı olur, ancak yağlı bir cilde sahipseniz çiçek kokuları üzerinizde daha iyi durur. Beyler için ise durum biraz farklı. Beyler için ten rengi çok önemli. Kumral erkekler daha hafif ve fresh parfümler kullanmalı. Esmer tenli beylere ise baharatlı ve acı parfümler yakışır. Parfümü teninize sıktığınız zaman, bir-iki saniye sonra acılaşıyorsa o size uygun değildir. Ayrıca herkesin yanıldığı bir konu daha var. Parfümünüzün kokusunu siz hissediyorsanız o parfüm size yakışmıyor demektir. Parfümünüzü daha sonra kullanmak için saklıyorsanız bir konuya dikkat etmelisiniz. Şişenin dibinde 50 mg’dan az parfüm kaldıysa onun bozulma oranı çok yüksektir. Kullandığınız parfümü ya bitirin ya da dibinde çok az bırakmayın. -gazetevatan.com- |
Kadınlar savaşa bile makyajla gider
Çarşamba, Kasım 26, 2008
0
Yorum ve basın bülteni için yazınız. Teşekkürler.